Düzce 1 Şubesi

MESLEK KANUNU MEVCUT HAKLARIMIZI KORUYACAK, KARİYER BASAMAKLARINDA HİZMET SÜRESİNİ ÖNCELEYECEK ŞEKİLDE YENİDEN DÜZENLENMELİDİR

Eğitimin verimliliği ve niteliği, eğitim çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi, özlük hakları
boyutuyla da emeklerinin karşılığının verilmesiyle mümkündür. Meslek kanununun
beklentileri yeterince karşılamaması üzerine talep ve önerilerimizi yetkililerle ve kamuoyuyla
paylaşmak için bugün burada toplanmış bulunmaktayız.
Hep birlikte ses vermemizin, ortak iradeyle söz söylememizin nedeni; önemi büyük, değeri
yüksek, tarihsel rolü güçlü öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenlerin meslek kanunundaki
değişiklik ve revizyon talebini ve ihtiyacını haykırmaktır.
7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir
kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olmanın ötesine geçememiş,
öğretmenlerin beklentilerini karşılayamamıştır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, bu kanunun kariyer basamaklarının yeniden hayata
geçirilmesi, uzman ve başöğretmenlere ücret ve ilave derece artışı getirilmesi, adaylık
sürecindeki yazılı sınavın kaldırılması, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gibi önemli
özlük hakları ihtiva ettiğini, bu yönüyle öğretmenlerimizin bir kısım beklenti ve taleplerini
karşıladığını, bu anlamda olumlu bir ilk adım olduğunu dile getirdik. Ancak hemen ardından,
kanunun bu hâliyle öğretmenlerimizin beklentilerini ve toplu sözleşme masasına taşıdığımız
talepleri karşılamadığı, ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek içerikten yoksun
olduğu uyarısını yaptık.


Devam eden süreçte sorumlular ve yetkililerle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, kanunun, bir
milyonu aşkın öğretmenin hak, yetki, görev ve sorumlulukları noktasında bir meslek
kanununda olması gerekenleri kapsamadığını, ilave düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, özellikle
sınava dayalı bir kariyer basamakları sistemi yerine toplu sözleşmede dile getirdiğimiz
öğretmenlikteki hizmet süresini esas alan bir kariyer sistemi ihtiyacını vurguladık.
Son olarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir
içerikle yeniden düzenlenmesi amacıyla Eğitim-Bir-Sen olarak hazırladığımız kanun
taslağı/önerisini Millî Eğitim Bakanlığı’nın, TBMM’nin, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve
Öğretim Politikaları Kurulu’nun ve kamuoyunun dikkatine sunduk.
Kanun taslağımızda, sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin kaldırılarak öğretmenliğin resmî
eğitim kurumları ile diğer kamu kurumlarında öğretmen kadro unvanındaki kadrolu memurlar
eliyle yürütülmesi; kariyer basamaklarında ilerlemede öğretmenlikte 8 yılını tamamlamış
olanlar yönünde uzman öğretmenlik, 12 yılını tamamlamış olanlar yönünden başöğretmenlik
unvanı alınabilmesi; eğitim kurumu yöneticiliğinin özlük hakları, atama ve terfi yönünden
yeniden düzenlenerek iyileştirilmesi; öğretmenlerin ek ödeme, eğitim-öğretim tazminatı,
hazırlık ödeneği ve ek ders ücretlerinde artış yapılması, zorunlu hizmet bölgelerinde
çalışanlara ilave tazminat ödenmesi; öğretmenlerin görev, hak, yetki ve sorumlulukları
mesleki özerklik ve akademik özgürlük ekseninde kurgulanarak ayrıntılı bir şekilde
düzenlenmesi; şiddete karşı caydırıcı hükümler getirilmesi gibi somut ve açık öneriler yer
almaktadır.
Gelinen noktada öğretmenlerimizin talep ve haklı beklentilerini karşılayacak somut bir adımın
hâlâ atılmamış olması, belirsizliğin eğitim çalışanları ve öğretmenlerimiz üzerinde
oluşturduğu moral ve motivasyon kaybı, yerinde ve gerekli düzenleme öneri ve çağrılarına
duyarsız kalınması üzerine Eğitim-Bir-Sen olarak eylem kararı aldık.
Öğretmenlerin ve öğretmenliğin hayattaki karşılığının, mesleğin bütün boyutları ve
öğretmenlerin beklentileri yönüyle meslek kanunu içerisinde olması noktasında artık daha
fazla geç kalınmamalıdır.
Mesleğin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının
korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat

noktasındaki hüküm dağınıklığının giderilmesi için meslek kanununda ivedi olarak
değişikliklerin yapılarak hayata geçirilmesi gerektiğini bir defa daha hatırlatıyoruz.
-Ülkemizde fiilen görev yapan 1 milyonu aşkın öğretmen var iken, Öğretmenlik Meslek
Kanunu’nda öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar mesleğin bütün olarak ele
alınmaması; hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur.
-Biz, meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini
istiyoruz.
-Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamalar yerine kadrolu istihdamın esas alınmasını
istiyoruz.
-Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının sınav yerine
öğretmenlikteki hizmet süresine dayalı olarak kurgulanmasının meslek kanunu iddiasının
ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz.
-İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son
verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla
ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği yürütenleri güçlendirmeye
ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz.
-Öğretmenlerin atanmadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından
kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrımcılık ya da ayrıcalık
kusurlarından kurtarmaya dönük hükümleri olmazsa olmaz addediyoruz.
-Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu
yöneticiliği ve eğitim liderliğinin meslek kanunu kapsamında düzenlenmesini, yöneticilik ve
liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakların da mutlaka
kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmasını istiyoruz.
Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, hedefler ve gerçekler bağlamında her şeyi içinde barındıran bir
kanun içeriğinin oluşmasının mümkün, öğretmenin itibarını hem yükseltmeye hem de
korumaya garantör vasfı taşıyan hükümlerin elzem olduğuna inanıyoruz.
Öğretmenin hak ve yetkilerini genişleten, ona destek olan bir içerikle Öğretmenlik Meslek
Kanunu konusundaki beklenti karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen’in bu hususlar temelinde katkı
ve destek sunacağını bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi
ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı meslek kanununda beklentileri karşılayan değişikliklerin ve
dönüşümün bir an evvel hayata geçirilmesi konusunda adım atmaya çağırıyoruz.